O benim evin kırık penceresini tamir etti.
- He repaired the broken window of my house.
Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.
- After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
- I took the radio apart to repair it.
Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
- They have to repair their car.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
- My house needs major repairs.
Cookie'nin evi onarımdadır.
- Cookie's house is under repair.