Geç kaldığı için canım onu azarlamak istemedi.
- I didn't feel like scolding her for being late.
O geç kaldığında canım onu azarlamak istedi ama dilimi tuttum.
- When she was late, I felt like scolding her, but I held my tongue.
Anlaşilan onu bir azarlama zannetti.
- He took it for an implied rebuke.
Anlaşilan onu bir azarlama zannetti.
- He took it for an implied rebuke.
O, annesi tarafından azarlandı.
- He was scolded by his mother.
O, tembel olduğum için beni azarladı.
- He scolded me for being lazy.
Anlaşilan onu bir azarlama zannetti.
- He took it for an implied rebuke.
... rebuke things that are bad and, you know, ...
... being able to say I rebuke all of that negativity, and I am ...