Bebek bir çıngırakla oynuyordu.
- The baby was playing with a rattle.
Bir çıngıraklı yılanın ısırığı zehirle doludur.
- A rattlesnake's bite is filled with poison.
Deprem evin tıkırdamasına neden oldu.
- The earthquake caused the house to rattle.
Bebek çıngırağı sallıyordu.
- The baby was shaking the rattle.
Bebek çıngırağı ağzına koyuyor.
- The baby is putting the rattle in its mouth.
Fırtına kepenkleri takırdattı.
- The storm rattled the shutters.
I wish the dashboard in my car would quit rattling.
Rattle the can of cat treats if you need to find Fluffy.
The accident really rattled him.