to put in proper order; to make neat; as, to tidy a room; to tidy one's dress

listen to the pronunciation of to put in proper order; to make neat; as, to tidy a room; to tidy one's dress
الإنجليزية - التركية

تعريف to put in proper order; to make neat; as, to tidy a room; to tidy one's dress في الإنجليزية التركية القاموس.

tidy
{s} derli toplu

Tom odasını derli toplu tutar. - Tom keeps his room tidy.

tidy
{s} çok

Mary'nin dairesi çok düzenli. - Mary's apartment is very tidy.

Tom çok düzenli, değil mi? - Tom is very tidy, isn't he?

tidy
{s} düzenli, derli toplu, muntazam
tidy
{i} sandâlye arkası örtüsü
tidy
{s} şık
tidy
temizleyip nizama koymak
tidy
{f} (up) (dağınık bir yeri veya eşyayı) toplamak, bir
tidy
{s} tertipli
tidy
{s} epey
tidy
derleyip toplamak
tidy
(isim) ıvır zıvır kutusu, çöp sepeti, sandâlye arkası örtüsü
tidy
tidilydüzenle
tidy
tertip
tidy
düzenl

O her zaman temiz ve düzenli. - She is always neat and tidy.

Odanızı düzenli tutmalısınız. - You must keep your room tidy.

tidy
{f} düzenle

Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım. - I am not going out because I have to tidy my room.

tidy
tidiness düzen
tidy
(up ile) derleyip toplamak
tidy
kutu
tidy
(sıfat) düzenli, derli toplu, temiz, tertipli, şık, epey, çok
الإنجليزية - الإنجليزية
tidy
to put in proper order; to make neat; as, to tidy a room; to tidy one's dress

    الواصلة

    to put in prop·er order; to make neat; as, to tidy a room; to tidy one's dress

    النطق

المفضلات