to put a seat or bottom in; as, to seat a chair

listen to the pronunciation of to put a seat or bottom in; as, to seat a chair
الإنجليزية - التركية

تعريف to put a seat or bottom in; as, to seat a chair في الإنجليزية التركية القاموس.

seat
oturtmak
seat
{i} koltuk

Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak. - The paint on the seat on which you are sitting is still wet.

Sigara içenlerin arka koltuklarda oturmaları rica edilir. - Smokers are asked to occupy the rear seats.

seat
(Otomotiv) oturma yüzeyi
seat
{f} oturağını tamir etmek
seat
{i} sandalye

Benim sandalyemde oturuyorsun. - You're sitting in my seat.

Afedersiniz, bu sandalye dolu mu? - Excuse me, is this seat taken?

seat
borsada üyelik hakkı
seat
oturma yeri
seat
iskemle
seat
kişilik oturma kapasitesi olmak
seat
yer

Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır. - The paint on the seat on which you are sitting is still wet.

Beni yerime götürdüler. - I was ushered to my seat.

seat
merkez
seat
{f} oturma yerini onarmak
seat
oturacak yer temin etmek
seat
{i} pantolon kıçı
seat
konut
seat
{f} almak (salon)
seat
{f} kıçını tamir etmek (pantolon)
seat
meclis veya borsada üyelik hakkı
seat
{i} koltuk, mevki, makam, yer: He lost his seat in the
الإنجليزية - الإنجليزية
seat
to put a seat or bottom in; as, to seat a chair
المفضلات