to push or thrust with the shoulder; to push with violence; to jostle

listen to the pronunciation of to push or thrust with the shoulder; to push with violence; to jostle
الإنجليزية - التركية

تعريف to push or thrust with the shoulder; to push with violence; to jostle في الإنجليزية التركية القاموس.

shoulder
omuz

Omuz uzunluğunda keser misiniz? - Could you cut it shoulder length?

Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı. - The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.

shoulder
{i} kasap. kürek, kürek eti
shoulder
tabya siperinin koltuğu
shoulder
{i} güvenlik şeridi

Bu karayolunun bir güvenlik şeridi var. - This highway has a shoulder.

shoulder
omza takmak
shoulder
omuzuna almak
shoulder
{f} omuzla iterek açmak
shoulder
sırtlamak
shoulder
tırnak
shoulder
çiğin
shoulder
omuza almak
shoulder
yüklenmek
shoulder
{i} sırt (dağ)
shoulder
{f} omzuna almak
shoulder
omuzlayarak özüne yol açmak
shoulder
(Mukavele) (yol) banket (i)
shoulder
(Tekstil) apolet
shoulder
{f} omzuna almak, omzuna vurmak, omuzlamak
shoulder
(fiil) omuzlamak, omuzla iterek açmak, omzuna almak, üstüne almak, yüklenmek
الإنجليزية - الإنجليزية
shoulder
to push or thrust with the shoulder; to push with violence; to jostle
المفضلات