to provide an alibi for

listen to the pronunciation of to provide an alibi for
الإنجليزية - التركية

تعريف to provide an alibi for في الإنجليزية التركية القاموس.

alibi
mazaret

Tom'un tam olarak kaçar yolu olmayan bir mazareti yok. - Tom doesn't exactly have an airtight alibi.

Tom'un bir mazareti var mı? - Does he have an alibi?

alibi
{i} huk. sanığın, suçun işlendiği sırada başka yerde bulunduğu şeklindeki iddiası
alibi
{i} gerekçe
alibi
özür
alibi
mazeret

Tom'un mükemmel bir mazereti var. - Tom has a perfect alibi.

Tom'un mükemmel bir mazereti var. - Tom has the perfect alibi.

alibi
suçun işlenmesi sırasında başka yerde olduğunu kanıtlama
alibi
konuşma dili - bahane, mazeret
alibi
(Kanun) sanığın
alibi
hukuk - sanığın, suçun işlendiği sırada başka yerde bulunduğu şeklindeki iddiası
alibi
{i} k.dili. bahane, mazeret
alibi
dili özür
alibi
{i} suç mahallinden başka yerde
alibi
suç işlendiği anda zanlının başka yerde bulunduğunu ispat etmesi
alibi
{i} suç anında başka yerde olduğu iddiası
alibi
ABD
الإنجليزية - الإنجليزية
alibi
to provide an alibi for

    الواصلة

    to pro·vide an al·i·bi for

    التركية النطق

    tı prıvayd ın älıbay fôr

    النطق

    /tə prəˈvīd ən ˈaləˌbī ˈfôr/ /tə prəˈvaɪd ən ˈæləˌbaɪ ˈfɔːr/
المفضلات