to protract; to draw out

listen to the pronunciation of to protract; to draw out
الإنجليزية - التركية

تعريف to protract; to draw out في الإنجليزية التركية القاموس.

linger
oyalanmak
linger
{f} durmak
linger
{f} (gitmesi gerekirken) kalmak, ayrılamamak
linger
{f} geçmişte kalmak
linger
(ağrı) kolayca geçmemek
linger
kalmak (gitmesi gerekirken)
linger
yubanmak
linger
{f} uzamak
linger
sürüp gitmek
linger
oyalan

O, okul bittikten sonra sınıfta oyalandı. - He lingered in the classroom after school was over.

Fadıl bölgede oyalanmadı. - Fadil didn't linger in the area.

linger
(ağrı/vb.) kolay kolay geçmemek
linger
kolayca ölmemek
linger
kal/gecik/oyalan
linger
gecikerek
linger
{f} can çekişmek
linger
gitmemek
linger
{f} on kolay kolay geçmemek
linger
lingeringlyayrılmayarak
linger
gecikmek
linger
{f} geçmek bilmemek
الإنجليزية - الإنجليزية
linger
to protract; to draw out
المفضلات