Kimseye söylemeyeceğine söz vermek zorundasın
- You have to promise not to tell anyone.
Meksika yasalarına uymak için söz vermek zorunda kaldılar.
- They had to promise to obey the laws of Mexico.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet her at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
İşte, vaat edilen kar!
- Lo, the promised snow!
Cehennem vaatlerle döşelidir.
- Hell is paved with promises.
Tom onu nasıl yaptığını bana göstermek için söz verdi.
- Tom promised to show me how to do it.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet her at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet him at the coffee shop.
Çocuk parlak bir gelecek vâât ediyor.
- The boy is full of promise.
Onlara yılda yüz hrivna vermeyi vaat ettim.
- I've promised to give them one hundred hrivnas annually.
O bize yardımını vaadetti.
- He promised us his assistance.
Sözünden dönmemelisin.
- You should not break your promise.
O asla sözünden dönmeyecek.
- He will never break his promise.
... CROWLEY: Mr. President, we're keeping track, I promise you. And Mr. President, the next ...
... president. And that's probably a promise that Governor Romney thinks I've kept. But I also ...