Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
- What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
Tekne güç için bir motor kullanır.
- The boat uses a motor for the power.
Babam bir enerji şirketi için çalışmaktadır.
- My father works for a power company.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- 3 to the third power is 27.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
Egemen sınıf yetkilerinden vazgeçmez.
- The ruling class will not surrender its power.
Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı.
- During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
İktidar partisi bozulmuş fakat muhalefet biraz daha iyi.
- The party in power is corrupt, but the opposition is little better.
1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi.
- In 1603, when King James I came into power, football was allowed again.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun Kanunların Ruhu adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.
- The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book The Spirit of the Laws.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
Tom çocuklarının elektrikli aletlerini kullanmasına izin vermezdi.
- Tom wouldn't let his children use his power tools.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
- Some people think the government has way too much power.
Adam güç kazanmak için çok para kullandı.
- The man used much money to gain power.
Dünyada en güçlü hüküm nedir?
- What is the most powerful sentence in the world?
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
- Some people think the government has way too much power.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.
- Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
In the face of expanding federal power, California in particular struggled to maintain control over its Chinese population.
Past and future obviously have no reality of their own. Just as the moon has no light of its own, but can only reflect the light of the sun, so are past and future only pale reflections of the light, power, and reality of the eternal present.
We need a microscope with higher power.
This CD player is powered by batteries.
After the pylons collapsed, this town was without power for a few days.
... And we also supply power trains to Toyota and to Mercedes ...
... But coal itself won't power mankind into the modern world. ...