Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to position one's belly

listen to the pronunciation of to position one's belly
الإنجليزية - التركية

تعريف to position one's belly في الإنجليزية التركية القاموس.

belly
{i} karın
belly
göbek

Mary göbek dansında çok iyidir. - Mary is very good at belly dancing.

Son zamanlarda top gibi bir göbek büyütüyorum. Bu orta yaş olmalı. - Lately, I've been growing a pot belly. It must be middle age...

belly
{i} mide

Midesi dolu olan bir insan kimsenin aç olduğunu düşünmez. - A man with a full belly thinks no one is hungry.

Onun midesine vurdum. - I hit him in the belly.

belly
karnı

Tom hamile karısının karnına elini koydu. - Tom put his hand on his pregnant wife's belly.

Adama karnından vurdum. - I hit the man on the belly.

belly
böğür
belly
{f} sızlanmak
belly
{f} şikâyet etmek
belly
{i} iştah
belly
{f} şişmek
belly
bellyache i
belly
anat
belly
rahim
belly
{f} yakınmak
belly
{i} telli çalgının ön kısmı
belly
keman veya benzeri bir sazın ön kısmı
belly
sızlanış
الإنجليزية - الإنجليزية
belly
to position one's belly

    الواصلة

    to po·si·tion one's bel·ly

    التركية النطق

    tı pızîşın wʌnz beli

    النطق

    /tə pəˈzəsʜən ˈwənz ˈbelē/ /tə pəˈzɪʃən ˈwʌnz ˈbɛliː/
المفضلات