to position (something) by folding it

listen to the pronunciation of to position (something) by folding it
الإنجليزية - التركية

تعريف to position (something) by folding it في الإنجليزية التركية القاموس.

turn
açmak

Haberleri açmak istemiyorum. - I don't want to turn on the news.

Radyoyu açmak için butona bastım. - I pressed the button to turn the radio on.

turn
{f} dön

Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner. - The leaves of the trees turn yellow in fall.

Sana sağa dönmeni emrediyorum - I order you to turn right.

turn
kıvırmak
turn
büklüm
turn
sapmak
turn
sürpriz
turn
heyecan

O, bu elbiseyi giydiği zaman beni heyecanlandırır. - He turns me on when he wears those clothes.

O, aşkını heyecanlandırdı. - She turned on her lover.

turn
dönmek

Geri dönmek zorunda kalacağız. - We're going to have to turn back.

Geri dönmek zorundayız. - We have to turn back.

turn
döndürmek

Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür. - Turning the steering wheel makes the car turn.

turn
değişim
turn
sıra

Şarkı söyleme sırası senin. - It's your turn to sing.

Odayı temizleme sırası benimdi. - It was my turn to clean the room.

turn
katlamak
turn
dönemeç
turn
{i} dönüş

Mart 1841 sonlarına doğru onun soğuk algınlığı pnömoniye dönüştü. - Late in March 1841, his cold turned into pneumonia.

Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek. - This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.

turn
yön değiştirme
turn
yönelme
turn
{f} ekşimek
turn
istidat
turn
(Askeri) DÖNÜŞ: Bir uçağın, istikamet değiştirmek için yaptığı manevra
الإنجليزية - الإنجليزية
turn

Turn the bed covers.