Sadece küçük bir kısım.
- Just a small portion.
O, kira payını ödemedi.
- He has not paid his portion of the rent.
Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.
- Land occupies the minor portion of the earth's surface.
Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?
- Do you have a technical diagram for this portion?
Lütfen, büyük bir parça istiyorum.
- I'd like a large portion, please.
Kız kardeşim onun küçük hissesine çok zaman harcıyor.
- My sister spends a lot of time on her little allotment.
Senin hissen 20 dolar.
- Your allotment is $20.
İkinci porsiyon et içerir.
- The second portion contains meat.
O restorandaki porsiyonlar bol.
- The portions at that restaurant are generous.
... small portion of what's available. ...
... for the nation in that aspect. I said that the E-Verify portion of the Arizona law, which ...