Tom, Mary'nin fikrini niçin değiştirdiğini merak etmekten kendini alamıyor.
- Tom can't help wondering why Mary changed her mind.
Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.
- Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.
Bu kuruluşta onların hepsi patron olduğu ve Hintli olmadığı için, herhangi bir karar alınması bir mucize.
- Since in this organization they're all chiefs and no Indians, it's a wonder any decisions get made.
Hindistan cevizi yağı mucizeler yapar!
- Coconut oil does wonders!
Sadece bir şaşkınlık şimdi bize yardımcı olabilir.
- Only a wonder can help us now.
O şaşkınlıkla etrafına bakındı.
- She looked around in wonder.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Onların hâlâ uyanık olması şaşılacak şey.
- It's a wonder they're still awake.