O futbol topu gerçek deriden imal edilmiştir.
- That football is made of genuine leather.
O, deri eşyalar alır ve satar.
- He buys and sells leather goods.
Yeni ayakkabılarım deriden yapılmıştır.
- My new pair of shoes are made of leather.
Onlar kaba kahverengi deriden yapılmış.
- They were made of rough brown leather.