Partime gelmeleri için arkadaşlarıma yalvarmak zorunda kaldım.
- I had to beg my friends to come to my party.
Bana yalvarmak zorunda değilsin.
- You don't have to beg me.
Tom çoğu günleri turistik yerlerin önünde para istemek için harcadı.
- Tom spent most days begging for money in front of tourist attractions.
Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır.
- By law, begging in the street is forbidden.
Ben sizden özür dilemeliyim.
- I must beg your pardon.
Tom donanmada kalmış olmayı dilemeye başladı.
- Tom was beginning to wish he had stayed in the navy.
But that same day came Sam Tewkesbury to the Why Not? about nightfall, and begged a glass of rum, being, as he said, 'all of a shake'.