to perform, as the duties of an office; to discharge

listen to the pronunciation of to perform, as the duties of an office; to discharge
الإنجليزية - التركية

تعريف to perform, as the duties of an office; to discharge في الإنجليزية التركية القاموس.

office
büro

İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım. - Having finished my work, I left the office.

Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır. - Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.

office
{i} makam
office
{i} ofis

Onun ofisini bulmak kolaydı. - Finding her office was easy.

Babam ofisine genellikle otobüsle gider. - My father usually goes to his office by bus.

office
orun
office
kalem
office
devlet dairesi
office
{i} ambar
office
{i} dini tören
office
{i} görev, vazife
office
{i} iş, memuriyet
office
(Avrupa Birliği) büro, işyeri, bölüm, daire
office

Hükümet konağında iyi bir işi var. - He has a good position in a government office.

Ofisimde ilgilenecek önemli bir işim var. - I have an important business to attend to in my office.

office
(isim) ofis, büro, devlet dairesi, bakanlık, görev, sorumluluk, ima, kiler, ambar, dini tören, makam
office
officeholder devlet memuru
office
ticarethane
office
{i} ima
office
{i} büro, yazıhane, işyeri, daire, ofis
office
office hours çalışma saatleri
office
bu daireye mensup memurlar
office
{i} bakanlık
الإنجليزية - الإنجليزية
office
to perform, as the duties of an office; to discharge
المفضلات