Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to pain; to distress; to afflict

listen to the pronunciation of to pain; to distress; to afflict
الإنجليزية - التركية

تعريف to pain; to distress; to afflict في الإنجليزية التركية القاموس.

torment
{i} eziyet

Kardeşine eziyet etmeye son ver. - Stop tormenting your brother.

Tom küçük erkek kardeşine eziyet ederdi. - Tom used to torment his younger brother.

torment
{i} azap

Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir. - Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.

torment
işkence yapmak
torment
azap vermek
torment
canını yakmak
torment
büyük acı
torment
sancı
torment
eziyet etmek
torment
işkence

Lütfen artık bana işkence etme. - Please don't torment me any longer.

Yerlilere uzun süre kurak havayla işkence yapıldı. - The natives were tormented by a long spell of dry weather.

torment
kızdırmak
torment
tormentinglyişkence edercesine
torment
{i} cefa
torment
{f} işkence etmek
torment
azap çektirmek
torment
{i} ıstırap, azap
torment
eziyet et

Çocukken bile, Fadıl kardeşlerine eziyet etti. - Even when he was a child, Fadil tormented his siblings.

Kardeşine eziyet etmeye son ver. - Stop tormenting your brother.

torment
{f} acı çektirmek

Sana daha fazla acı çektirmek istemiyorum. - I don't want to torment you any longer.

torment
işkence aleti
الإنجليزية - الإنجليزية
torment
to pain; to distress; to afflict
المفضلات