Onun şeyleri abartmak için bir eğilimi var gibi görünüyor.
- She seems to have a tendency to exaggerate things.
Eğitimin önemini abartmak imkansız.
- It is impossible to exaggerate the importance of education.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
- Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
Tom abartma eğilimindedir.
- Tom tends to exaggerate.
Her şeyi abartmak istemiyorum.
- I don't want to overstate things.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Tom abartma eğilimindedir.
- Tom tends to exaggerate.
Şirket kârını abarttı.
- The company overstated its profits.
Burada konuları abartmayalım.
- Let's not overstate matters here.
Her şeyi abartmak istemiyorum.
- I don't want to overstate things.
Burada konuları abartmayalım.
- Let's not overstate matters here.
I think it is overstating matters to say that an hour online is spending all night on the computer.