الإنجليزية - التركية
تعريف to ooze, or pass slowly through pores or other small openings في الإنجليزية التركية القاموس.
- seep
- {f} sızmak, sızıntı yapmak
- seep
- sızdırmak
- seep
- kaçmak
- seep
- (sıvı) sızmak
- seep
- sız
Soğuk onun kemiklerine sızdı.
-The cold seeped into her bones.
Pencereleriniz hava geçirmez değilse nem içeri sızar.
-If your windows are not airtight, moisture will seep in.
- seep
- sızıntı yeri, kaynak
- seep
- sızmak
- seep
- {f} süzülmek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to ooze, or pass slowly through pores or other small openings في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- seep
to ooze, or pass slowly through pores or other small openings
الواصلة
to ooze, or pass slow·ly through pores or oth·er small openingsالنطق
Resimler
المفضلات