Elde etmek neredeyse imkânsızdır.
- It's almost impossible to achieve.
Harika bir şey elde etmek istiyorum.
- I want to achieve something great.
Onu başarmak için kendini tehlikeye atmak zorunda kalacaksın.
- In order to achieve that, you'll have to take risks.
İşinde neyi başarmak istiyorsun?
- What do you want to achieve in your work?
O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı.
- He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.
Onu nasıl başarmayı düşünüyorsun?
- How do you intend to achieve that?
Henüz bir şey başarmadım.
- I haven't achieved anything yet.