Onu elde etmek kolaydı.
- It was easy to obtain.
Size matematiksel bilimlerde eğitim almak için bir şans sunuyoruz.
- We offer you the chance to obtain training in mathematical sciences.
Avustralya'da ocak ayında esnaf hizmetini almak mümkün değildir. Onların hepsi tatildedirler.
- It is impossible to obtain the services of a tradesman in January in Australia. They are all on holiday.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Bu yer yüzmek için elverişli.
- The place is convenient for swimming.
Senin için onun yoluna gireceğini umuyorum, Tom.
- I hope it works out for you, Tom.
Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
- What does Tom get in return for all the work he's done?
Onun nezaketinin karşılığında ona bir hediye verdim.
- I gave her a present in return for her kindness.
Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım.
- I had to leave out this problem for lack of space.
O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
- She was disqualified from the race for two false starts.
Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
- I was late for the meeting because of a traffic jam.
Bizim tren deprem nedeniyle beş saat süreyle durdu.
- Our train stopped for five hours owing to the earthquake.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Perry ondan değerli bilgiler elde etti.
- Perry obtained precious information from him.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız.
- We must provide food and clothes for the victims.
Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
- No one doubts her fitness for the post.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
Biz, onun bu iş için doğru adam olduğunu keşfettik.
- We've found him to be the right man for the job.
O, iş için doğru kişidir.
- He is the proper person for the job.
Babasının adına toplantıya katıldı.
- He attended the meeting for his father.
Tom adına çok mutluyum.
- I'm very happy for Tom.
What did he ask you for?.
But the hostage situation no longer obtains, and so Uncle Enzo feels it important to stop Rife now,.
This, though it failed at present, yet afterward obtained, and was a mighty step to the ruin of the commonwealth.
he was condemned to die for the felony, and being so well known for an old offender, had certainly died, but the merchant, upon his earnest application, had obtained that he should be transported, on condition that he restored all the rest of his bills, which he had done accordingly.
Julia was quite as eager for novelty and pleasure as Maria, though she might not have struggled through so much to obtain them, and could better bear a subordinate situation.
His mother then is mortal, but his Sire / He who obtains the monarchy of Heav'n, / And what will he not do to advance his Son?.