to mount by the hands as well as feet, to ascend with labor

listen to the pronunciation of to mount by the hands as well as feet, to ascend with labor
الإنجليزية - التركية

تعريف to mount by the hands as well as feet, to ascend with labor في الإنجليزية التركية القاموس.

climb
tırmanmak

Onlar, altı fit yüksekliğinde bir duvara tırmanmak zorunda kaldı. - They had to climb a wall six feet high.

Tom tepeye tırmanmak için çabaladı. - Tom struggled to climb to the top.

climb
tırmanış

Tom kaya tırmanışına gitti. - Tom went rock climbing.

Tom kaya tırmanışı için çok yaşlı olduğuna karar verdi. - Tom decided he was too old for rock climbing.

climb
{f} çıkmak

Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı. - Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.

Merdiven çıkmak daha sağlıklıdır. - It is healthier to climb the stairs.

climb
yokuş

Keskin yokuşu tırmandık. - We climbed a sharp slope.

climb
yükselmek
climb
tırmanma

Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor. - Prices continue to climb.

Mt.Fuji'ye tırmanmak istiyorum. - I want to climb Mt. Fuji.

climb
tırman

Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım. - I've climbed Mt. Fuji twice.

Bir ayı ağaca tırmanabilir. - A bear can climb a tree.

climb
(isim) tırmanış, tırmanma, yükselme
climb
{i} tırmanacak yer
climb
climb yüksel/tırman
climb
climb down inmek
climb
yokuş/tırmanış/tırmanma
climb
{f} sarılarak tırmanmak
climb
{f} aşama kaydetmek
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} climb
to mount by the hands as well as feet, to ascend with labor
المفضلات