Ben bir karmaşanın ortasındayım. - I'm in the middle of a muddle.
Ben bir karmaşanın ortasındayım.
I'm in the middle of a muddle.
Tom tatil planları üzerinde gerçek bir şaşkınlık içindeydi. - Tom was in a real muddle over his holiday plans.
Tom tatil planları üzerinde gerçek bir şaşkınlık içindeydi.
Tom was in a real muddle over his holiday plans.
The tiny speakers tend to muddle the words.