Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Pazartesi için neden bir toplantı düzenlemiyoruz?
- Why don't we set up a meeting for Monday.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Tom Mary için bir websitesi kurdu.
- Tom set up a website for Mary.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu?
- Does anybody here know how to set up a web server?
Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
- The University Administration decided to set up a branch campus in New York.