Tom'un akşam yemeği için rulo köftesi ve patates püresi vardı.
- Tom had meat loaf and mashed potatoes for dinner.
Lütfen patates püresini verir misin?
- Would you pass the mashed potatoes, please?
m.a.s.h.(Mobile Army Surgical Hospital) kısaltması.
O, patatesleri püre yapıyordu.
- He was mashing potatoes.
Tom büyük bir çatalla patatesleri püre yaptı.
- Tom mashed the potatoes with a large fork.
Biraz daha patates püresi alır mısınız?
- Would you like more mashed potatoes?
Tom büyük bir çatalla patatesleri püre yaptı.
- Tom mashed the potatoes with a large fork.
to mash on a bicycle pedal.