to make war upon; to fight

listen to the pronunciation of to make war upon; to fight
الإنجليزية - التركية

تعريف to make war upon; to fight في الإنجليزية التركية القاموس.

war
{i} harp

O, Amerika'nın Deniz Harp Okulunun başkanıydı. - He was head of America's Naval War College.

war
savaş

İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi. - While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.

Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir. - Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.

war
mücadele

Bu politikacı küresel ısınmayla mücadele için yeşil vergi önerdi. - This politician proposed a green tax to fight global warming.

Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti. - Eisenhower had campaigned to end the war.

war
savaşmak

Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir. - A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.

Bush Orta Asya petrolünü kontrol etmek için savaşmak istemiyor. - Bush doesn't want to make wars in order to control Central Asian oil.

war
kavga
war
{i} savaş, harp, muharebe
war
{f} düşman olmak
war
{f} (ile) savaşmak, mücadele etmek
war
(Askeri) HARP: İki veya daha çok muhasım kuvvet arasında yapılan ve birbirlerine siyasi emellerini kabul ettirme maksadı güden silahlı çatışma
war
savaşım
war
{f} (against/with)
war
muharebe etmek
war
{i} uğraşma
war
war crime savaş suçu
war
çatışma

Biri birçok çatışmayı kazanabilir ama savaşı kaybedebilir. - One can win several battles but lose the war.

Bir çatışmayı kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez. - Losing a battle doesn't mean losing the war!

war
war cloud savaş bulutu
war
harp etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
war
to make war upon; to fight
المفضلات