الإنجليزية - التركية
تعريف to make shallow في الإنجليزية التركية القاموس.
- shallow
- sığ
Havuz yüzülemiyecek kadar çok sığ.
-The pond is too shallow for swimming.
Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.
-After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave.
- shallow
- sığ yer
Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.
-Tom went splashing through the shallows.
- shallow
- derine inmeyen
- shallow
- derin olmayan
- shallow
- yüzeysel
Tom çok yüzeysel, değil mi?
-Tom is very shallow, isn't he?
Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.
-You're just so superficial and shallow.
- shallow
- dar
- shallow
- {i} sığ yer, sığlık
- shallow
- sığlaş
- shallow
- düzlemek
- shallow
- sığlaştırmak
- shallow
- {s} üstünkörü
- shallow
- sığlaşmak
- shallow
- yüzeysel/sığ
- shallow
- {s} sığ, sığlık
- shallow
- kumsal
- shallow
- {s} yüzeysel, derine inmeyen, basit
- shallow
- (Tıp) Derin olmayan, sığ (Çukurluk vs. hakkında)
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to make shallow في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- shallow
to make shallow
الواصلة
to make shal·lowالتركية النطق
tı meyk şälōالنطق
/tə ˈmāk ˈsʜalō/ /tə ˈmeɪk ˈʃæloʊ/
Resimler
السابق
المفضلات