Olacak şeye Tom'u hazırlamak için elimizden geleni yaptık.
- We did our best to prepare Tom for what was going to happen.
Hazırlamak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Onun adamlarını savaşa hazırlanmak için zamanı vardı.
- He had time to prepare his men for battle.
Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.
- I had little time to prepare the speech.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
- You should prepare for the worst.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.
Onun için hazırlık yapmak zorundayız.
- We have to prepare for that.
Şimdi onu yapmak için hazırım.
- I'm prepared to do that now.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
- I need a little more time to prepare.