to make or fabricate; to invent; to originate; as, to coin a word

listen to the pronunciation of to make or fabricate; to invent; to originate; as, to coin a word
الإنجليزية - التركية

تعريف to make or fabricate; to invent; to originate; as, to coin a word في الإنجليزية التركية القاموس.

word-self">coin
madeni para

Bu eski madeni paraları ondan aldım. - I got these old coins from her.

O, cebinden bir madeni para çıkardı. - He took a coin out of his pocket.

word-self">coin
sikke

Tom eski bir altın sikke buldu. - Tom found an ancient gold coin.

Tom bir Roma sikkesi buldu. - Tom found a Roman coin.

word-self">coin
{f} deyim bulmak
word-self">coin
{f} para kazanmak
word-self">coin
coin a phrase bir söz icat etmek
word-self">coin
{i} para

Zaman hayatınızın parasıdır. Onu harcayın. Başkalarının sizin için harcamasına izin vermeyin. - Time is the coin of your life. You spend it. Do not allow others to spend it for you.

Bu eski madeni paraları ondan aldım. - I got these old coins from her.

word-self">coin
{i} jeton
word-self">coin
akça
word-self">coin
akçe

Ak akçe kara gün içindir. - A white coin is for a black day.

word-self">coin
icad etmek
word-self">coin
(sözcük/vb.) uydurmak
word-self">coin
para basmak
word-self">coin
{f} para bas
word-self">coin
{i} bozuk para

Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu. - Tom dropped a coin into the beggar's cup.

Tom eski bozuk paraları topladı. - Tom collected old coins.

word-self">coin
{i} demir para

Tom kutuya bazı demir paralar koydu. - Tom put some coins in the box.

word-self">coin
açı

Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu. - Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.

word-self">coin
(isim) madeni para, bozuk para, bozukluk, demir para, para, sikke
word-self">coin
coin money kısa zamanda servet yapmak
word-self">coin
(fiil) para basmak, para bastırmak, para kazanmak; sözcük uydurmak, deyim bulmak
الإنجليزية - الإنجليزية
coin