Neredeyse mükemmel bir skor yaptım.
- I almost got a perfect score.
İlk yarıda skor neydi?
- What was the score at halftime?
O, sınavda 85 puan aldı.
- He scored 85 on the exam.
Bizden daha iyi bir puan aldı.
- He got a better score than us.
Takımın en iyi forveti geçen sezon yirmi üç gol attı.
- The team's best striker scored twenty-three goals last season.