Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- The manager advanced him two weeks' wages.
O bir sonraki romanı için büyük bir avans aldı.
- She received a large advance for her next novel.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
- Recent advances in medicine are remarkable.
Ama kuşkusuz o zaman hiçbir bilimsel gelişme yoktu.
- But undoubtedly there were no scientific advances then.
Matbaanın icadı önemli bir teknolojik gelişmeydi.
- The invention of the printing press was a major technological advance.
Dan, Linda'nın seksüel önerisini reddetti.
- Dan rejected Linda's sexual advances.
Peşin olarak ödemek zorundayız.
- We have to pay in advance.
O peşin olarak ödünç para aldı.
- He borrowed the money in advance.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
- Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.