to make a shot, especially with great speed

listen to the pronunciation of to make a shot, especially with great speed
الإنجليزية - التركية

تعريف to make a shot, especially with great speed في الإنجليزية التركية القاموس.

bullet
mermi

Jackson doktorun derhal kesip mermiyi çıkarmasını istedi. - Jackson asked the doctor to cut out the bullet at once.

Tom tüm mermilerini kullandı. - Tom used up all his bullets.

bullet
{i} kurşun

Doktorlar, kurşunu çıkarmaya korkuyorlardı. - Doctors were afraid to remove the bullet.

Tom serseri bir kurşun tarafından öldürüldü. - Tom was killed by a stray bullet.

bullet
(Askeri) FİŞEK MERMİSİ, ÇEKİRDEK: Bir piyade tüfeği veya hafif ateşli silahlarda kullanılan kurşun, çelik veya diğer bir maddeden mamul, şekillendirilmiş cisim
bullet
(Bilgisayar) madde işareti
bullet
(Bilgisayar) imleme
bullet
(Askeri) çekirdek
bullet
(Bilgisayar) m imi
bullet
(Askeri) fişek mermisi
bullet
im
bullet
(ALT+0149) Mermi imi
bullet
küçükbulletproofkurşun geçmez
bullet
madde imi
الإنجليزية - الإنجليزية
bullet

He bulleted a header for his first score of the season.