to look upon something in a particular way

listen to the pronunciation of to look upon something in a particular way
الإنجليزية - التركية

تعريف to look upon something in a particular way في الإنجليزية التركية القاموس.

esteem
itibar

Tom Mary'yi yüksek itibarda tutuyor. - Tom holds Mary in high esteem.

Onlar, hayırseverleri olarak onu yüksek itibarda tuttu. - They held her in high esteem as their benefactor.

esteem
{i} saygı

Sami'nin ailesi Kahire'de çok saygındı. - Sami's family was much esteemed in Cairo.

Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı! - Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy!

esteem
{f} itibar et
esteem
gözüyle bakmak
esteem
ihtiram
esteem
takdir etmek
esteem
saygı göstermek
esteem
{f} kanısında olmak
esteem
saymak
esteem
kıymet
esteem
itibar etmek
esteem
kıymet vermek
esteem
{i} rağbet
esteem
hürmet
esteem
zan
esteem
inan/say
esteem
(isim) saygınlık, saygı, itibar, sanı, kanı, rağbet
esteem
(fiil) değer vermek, saygı duymak, takdir etmek, addetmek, kanısında olmak, inanmak
الإنجليزية - الإنجليزية
esteem

And greatly do I respect the solid character, — a blockhead, thou wilt say; yes, but a well- conditioned blockhead, and the best-conditioned, — who esteems all ‘Customs once solemnly acknowledged’ to be ultimate, divine, and the rule for a man to walk by, nothing doubting, not inquiring farther.

to look upon something in a particular way

    الواصلة

    to look up·on some·thing in a par·ti·cu·lar way

    التركية النطق

    tı lûk ıpän sʌmthîng în ı pırtîkyılır wey

    النطق

    /tə ˈlo͝ok əˈpän ˈsəmᴛʜəɴɢ ən ə pərˈtəkyələr ˈwā/ /tə ˈlʊk əˈpɑːn ˈsʌmθɪŋ ɪn ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˈweɪ/
المفضلات