الإنجليزية - التركية
تعريف to look for data relative to a given key في الإنجليزية التركية القاموس.
- seek
- aramak
Bazı Asyalılar daha teknolojik çözümler aramaktadır.
-Some Asians seek more technological solutions.
Hasret kaldığım saadeti aramak hakkım değil miydi?
-Didn't I have a right to seek the happiness I longed for?
- seek
- talip olmak
- seek
- ara
Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz.
-Make no mistake: we do not want to keep our troops in Afghanistan. We seek no military bases there.
Beni arayacaksınız ama bulamayacaksınız. Ve benim bulunduğum yere siz gelemezsiniz.
-Ye shall seek me, and shall not find me; and where I am, thither ye cannot come.
- seek
- dene/ara
- seek
- {f} (sought)
- seek
- (-meye) çalışmak
- seek
- bulmaya çalışmak
- seek
- çabalamak
- seek
- aktarmak
- seek
- {f} araştırmak
- seek
- seek out arayıp bulmak
- seek
- {f} çıkarmaya çalışmak
- seek
- {f} istemek
Buraya adalet istemek için geldim.
-I came here seeking justice.
- seek
- {f} uğraşmak
- seek
- {f} peşinde koşmak
- seek
- {f} aranmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to look for data relative to a given key في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- seek
to look for data relative to a given key
الواصلة
to look for da·ta rel·a·tive to a giv·en keyالتركية النطق
tı lûk fôr deytı relıtîv tı ı gîvın kiالنطق
/tə ˈlo͝ok ˈfôr ˈdātə ˈrelətəv tə ə ˈgəvən ˈkē/ /tə ˈlʊk ˈfɔːr ˈdeɪtə ˈrɛlətɪv tə ə ˈɡɪvən ˈkiː/
Resimler
المفضلات