Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
- We don't have time to search every room carefully.
İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
- He came to Tokyo in search of employment.
Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
- Many men went west in search of gold.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
- Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu.
- The search party found him lying at the foot of a cliff.
To search the God of loue, her Nymphes she sent / Throughout the wandring forrest euery where .