to look around

listen to the pronunciation of to look around
الإنجليزية - التركية
etrafına bakınmak
bakınmak

Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim. - During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.

O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı. - She did nothing but look around.

(Fiili Deyim ) etrafına bakınmak

O, etrafına bakınmaktan başka bir şey yapmadı. - She did nothing but look around.

ken
görüş açısı
ken
{f} bilmek
look around
bakmak

Etrafına bakmak için çekinme. - Feel free to look around.

Tom etrafa bakmak için durdu. - Tom stopped to look around.

ken
{f} bil

Ken keman çalabilir, gitardan bahsetmeye bile gerek yok. - Ken can play the violin, not to mention the guitar.

Ken her şeyi biliyormuş gibi konuşur. - Ken talks as if he knew everything.

look around
araştırmak
look around
bütün ihtimalleri düşün
look around
tüm olasılıkları düşünmek
to around
civara
ken
{f} İskoç. bilmek, anlamak, tanımak
ken
{i} bilgi alanı
ken
{i} görüş alanı

Ken'in adı çıkmış köpeğinin nerede olduğu Tom'un görüş alanının çok ötesinde bir sorun. - The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.

ken
{f} tanımak
look around
etrafına bakmak

Etrafına bakmak için çekinme. - Feel free to look around.

الإنجليزية - الإنجليزية
ken
look about oneself; "look around to see whether you can find the missing document
look about oneself; "look around to see whether you can find the missing document"
If you look around or look round a building or place, you walk round it and look at the different parts of it. We went to look round the show homes I'm going to look around and see what I can find
to look around

    الواصلة

    to look a·round

    التركية النطق

    tı lûk ıraun

    النطق

    /tə ˈlo͝ok ərˈoun/ /tə ˈlʊk ɜrˈaʊn/

    فيديوهات

    ... the tour. So if you look around you and see someone dressed up as a giant cow and you ...
المفضلات