to limit; to confine; to restrict

listen to the pronunciation of to limit; to confine; to restrict
الإنجليزية - التركية

تعريف to limit; to confine; to restrict في الإنجليزية التركية القاموس.

restrain
dizginlemek

O çocuk dizginlemek zorunda. - That child has to be restrained.

restrain
engellemek
restrain
{f} alıkoymak
restrain
kayıtlamak
restrain
sınırlandırmak
restrain
tutmak

Bazen en iyi yanıt, kendinizi yanıt vermekten uzak tutmaktır. - Sometimes, the best response is to restrain yourself from responding.

restrain
tut

O artık kendini tutamadı. - He could no longer restrain himself.

Kusmamak için kendimi zar zor tuttum. - I barely restrained myself from vomiting.

restrain
zaptetmek
restrain
{f} sınırlamak
restrain
{f} frenlemek
restrain
alıkoy
restrain
{f} baskı altında tutmak
restrain
{f} hapsetmek
restrain
restrainable zaptedilebilir
restrain
{f} kısıtlamak
restrain
{f} bastırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
restrain
to limit; to confine; to restrict
المفضلات