Bırak bir ulusu, o kendi ailesini idare edemez.
- He can't run his own family, let alone a nation!
Bırak bir doları bir sentim bile yok
- I don't have a cent, let alone a dollar.
Konuşmak şöyle dursun, Fransızca okuyamıyorum.
- I can't read French, let alone speak it.
Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.
- He can't even read, let alone write.
I wish he would let me alone so I could get some sleep.