Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
- Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
Tom bana oradan çıkmak için bekleyemediğini söyledi.
- Tom told me he couldn't wait to get out of there.
Defol! Ve sakın bana bir daha dokunma!
- Get out! And don't ever touch me again!
Seni iğrenç canavar, buradan defol!
- You filthy beast, get out of here!
Tom buradan gitmek zorunda.
- Tom has got to get out of here.
Sadece buradan gitmek zorundayım.
- I just have to get out of here.
I'll get out at the end of the road and walk from there.