الإنجليزية - التركية
تعريف to lead, or endeavor to lead, into evil; to entice to what is wrong; to seduce في الإنجليزية التركية القاموس.
- tempt
- {f} baştan çıkarmak
- tempt
- kanına girmek
- tempt
- ayartmaya çalışmak
- tempt
- şeytana uydurmak
- tempt
- çelmek
- tempt
- baştan çıkar
Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır.
-He is proof against temptation.
Seni baştan çıkarmıyorum.
-I'm not tempting you.
- tempt
- teşvik etmek
- tempt
- ayartmak
- tempt
- {f} özendirmek
Ben sizi özendirmek istemedim.
-I didn't mean to tempt you.
- tempt
- çekici olmak
- tempt
- tempt fate kadere meydan okumak
- tempt
- {f} meydan okumak
- tempt
- eskidenemek
- tempt
- {f} 1. (birini) ayartmaya çalışmak, doğru yoldan saptırmaya çalışmak: He tempted me with the promise of an earldom. Bir kontluk vadederek beni
- tempt
- kızdırmak
- tempt
- öfkelendirmek
- tempt
- {f} kışkırtmak
- tempt
- özendir/ayart
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to lead, or endeavor to lead, into evil; to entice to what is wrong; to seduce في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- tempt
to lead, or endeavor to lead, into evil; to entice to what is wrong; to seduce
الواصلة
to lead, or en·deav·or to lead, in·to evil; to en·tice to what I·s wrong; to se·duceالنطق
Resimler
السابق
المفضلات