to lay, set, or run, on the ground

listen to the pronunciation of to lay, set, or run, on the ground
الإنجليزية - التركية

تعريف to lay, set, or run, on the ground في الإنجليزية التركية القاموس.

ground
toprak

Elektrik ekipmanları topraklı mı? - Is the electrical equipment grounded?

Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı. - The treaty did not ban nuclear tests under the ground.

ground
{i} yer

Asker yerde yaralı yatıyordu. - The soldier lay injured on the ground.

Bir taşa takıldım ve yere düştüm. - I tripped over a stone and fell to the ground.

ground
kalkışına olanak tanımamak
ground
{f} (uçak) (hava koşullarından dolayı) uçamamak; (uçağı) uçurtmamak
ground
(uçak) inmek
ground
(Elektrik, Elektronik) topraklamak (cihazı)
ground
saha

O, spor sahasını geçti. - He crossed the sports ground.

ground
temel

Ev temele kadar yandı. - The house burned to the ground.

Parti hızla temel kazandı. - The party gained ground rapidly.

ground
karaya oturtmak
ground
{f} yere sermek
ground
{f} çakmak
ground
cam tozu
ground
{f} toprakla

Bilgisayarım doğru şekilde topraklanmış bir prize bağlı. - My computer is connected to a properly grounded outlet.

ground
{s} tortulu
ground
(İnşaat) yer, zemin
ground
(fiil) yere sermek, yere indirmek, karaya oturtmak, topraklamak, çakmak, hareket izni vermemek, dayandırmak, dayanmak, kurmak
ground
{i} çoğ. (bir binaya/kuruluşa ait)
ground
{f} karaya oturmak; karaya oturtmak
ground
{f} dayandırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
ground