Zamana ayak uydurmak için gazeteler okumalısın.
- You should read the newspapers in order to keep up with the times.
Tom Joneses'lara ayak uydurmaktan bıktığını söylüyor.
- Tom says he's tired of trying to keep up with the Joneses.
Diğer öğrencilere yetişmek için çok çalışmak zorundayım.
- I have to study hard to keep up with the other students.
Onlara yetişmek için yeterince hızlı koşamadım.
- I couldn't run fast enough to keep up with them.
Ondan geri kalmamak için çok çalışmalıyım.
- I must study hard in order to keep up with him.
... And sometimes it was like, me trying to keep up with ...
... is that because the voucher wouldn't necessarily keep up with health care inflation, it was ...