Tom yemeği masaya koydu ve herkese yemeye başlamasını söyledi.
- Tom put the food on the table and told everyone to start eating.
Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin?
- I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?
Geçen yıl bu şirket için çalışmaya başladım.
- I started working for this company last year.
O ciddi olarak çalışmaya başladı.
- He started to study in earnest.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- The children started bouncing up and down on the couch.
İyi bir başlangıç yapmak savaşın yarısıdır.
- Making a good start is half the battle.
Tom yeni bir başlangıç yapabilmeyi diliyor.
- Tom wishes he could make a fresh start.
Onun planı pazartesi günü başlamaktı.
- His plan was to start on Monday.
Derhal başlamak zorunda kalacaksın.
- You'll have to start at once.
Tom beni daha avantajlı başlattı.
- Tom gave me a head start.
Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
- Tom is ready to settle down and start a family.
O her zaman bir aile kurmak istedi.
- She always wanted to start a family.