to inform against; to accuse

listen to the pronunciation of to inform against; to accuse
الإنجليزية - التركية

تعريف to inform against; to accuse في الإنجليزية التركية القاموس.

detect
{f} keşfetmek
detect
meydana
detect
(Bilgisayar) algıla

Lazer enterferometre Uzay Anteni (LISA) yerçekimi dalgalarını algılayabilecek bir uzay görevidir. - The Laser Interferometer Space Antenna (LISA) is a space mission that will be able to detect gravitational waves.

Sensörlerimiz sıra dışı bir şey algılamadı. - Our sensors did not detect anything out of the ordinary.

detect
algılamak

Yerçekimi dalgalarını algılamak çok zordur. - Gravitational waves are very hard to detect.

detect
sapta

Japonya'da bebek mamasında radyoaktif sezyum saptandı. - In Japan, radioactive cesium was detected in baby formula.

detect
bulmak

Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır. - The detective used a magnifier to find some clues.

detect
ortaya çıkar,sapta
detect
{f} sezmek, farketmek
detect
{f} belirlemek
detect
detectable keşfi mümkün
detect
bul

Dedektif adamın suçuyla ilgili kesin kanıtı buldu. - The detective found absolute proof of the man's guilt.

Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır. - The detective used a magnifier to find some clues.

detect
çıkarma
detect
tutmak
detect
detection keşif
detect
{f} ortaya çıkarmak
detect
bulma

Sensörlerimiz olağandışı bir şey bulmadı. - Our sensors did not detect anything unusual.

Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır. - The detective used a magnifier to find some clues.

detect
{f} sezmek
detect
(Mukavele) meyadana çıkarmak; keşfetmek
الإنجليزية - الإنجليزية
detect
to inform against; to accuse
المفضلات