Gülmemek için dudağımı ısırmak zorunda kaldım.
- I had to bite my lip to prevent myself from laughing.
Aslan tavşanı bir lokmada yedi.
- The lion ate the rabbit in one bite.
Ben sadece bir lokma ekmek aldım.
- I only took a bite of bread.
Mayuko benim elmamdan bir ısırık aldı.
- Mayuko took a bite of my apple.
Bir sürü sivrisinek ısırıklarım var.
- I got a lot of mosquito bites.
Tetanoz aşısı köpek ısırmasından daha çok acıttı.
- The tetanus shot hurt more than the dog bite.
Tom acıya göğüs germek zorunda kaldı.
- Tom had to bite the bullet.
Havlayan köpek ısırmaz.
- Barking dogs don't bite.
Havlayan köpek ısırmaz.
- His bark is worse than his bite.