الإنجليزية - التركية
تعريف to hit or kick with a lot of power في الإنجليزية التركية القاموس.
- drill
- delgi
- drill
- matkap
Beton sert olduğu zaman pim keski yerine elektrikli matkap kullanırız.
-When the concrete is hard, we use an electric drill instead of a pin chisel.
Yüksek sesli matkap, kocasına baş ağrısı verdi.
-The loud drill gave her husband a headache.
- drill
- tatbikat
Bugün bir yangın tatbikatı yaptığımızı duydum.
-I hear we're having a fire drill today.
Yeni Zelanda okul çocukları düzenli olarak deprem tatbikatlarını taahhüt ederler.
-Schoolchildren in New Zealand regularly undertake earthquake drills.
- drill
- (Askeri) eğitim
- drill
- {f} (matkapla) delmek
- drill
- sondaj
Onlar petrol için sondaj yapmaya niyetlendiler.
-They intended to drill for oil.
Denizde sondaj masrafları artıyor.
-Offshore drilling costs are rising.
- drill
- (Diş Hekimliği) frez
- drill
- açmak
- drill
- sondajla açma
- drill
- {f} talim yapmak
- drill
- eğitmek
- drill
- {i} tohum yatağı
- drill
- matkapla delik açma usulü
- drill
- matkapla delmek
- drill
- {i} kaba pamuklu kumaş
- drill
- {f} çalıştırmak
- drill
- {f} kuyu açmak
- drill
- (İnşaat) delmek, matkap
- drill
- {f} sondaj yapmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to hit or kick with a lot of power في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- drill
Without compromising he drilled the ball home, leaving Dynamos' ill-fated keeper diving for fresh air.
to hit or kick with a lot of power
الواصلة
to hit or kick with a Lot of po·werالتركية النطق
tı hît ır kîk wîdh ı lôt ıv pauırالنطق
/tə ˈhət ər ˈkək wəᴛʜ ə ˈlôt əv ˈpouər/ /tə ˈhɪt ɜr ˈkɪk wɪð ə ˈlɔːt əv ˈpaʊɜr/
Resimler
المفضلات