Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to hearken, hear, attend to, heed, mind

listen to the pronunciation of to hearken, hear, attend to, heed, mind
الإنجليزية - التركية

تعريف to hearken, hear, attend to, heed, mind في الإنجليزية التركية القاموس.

listen
{f} dinlemek

Linda müzik dinlemek için parka gitti. - Linda went to the park to listen to the music.

Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor. - No one wants to listen to my opinions.

listen
dinle

Sovyet Rusya'sında, radyo dinleyiciyi dinler! - In Soviet Russia, radio listens to the listener!

Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar. - Listen! They're playing my favorite music.

listen
{f} to -i dinlemek, -e kulak vermek
listen
kulak verme

O, öğretmene hiç kulak vermez. - He never listens to the teacher.

Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum. - Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.

listen
baksana
listen
kulak misafiri olmak
listen
radyo dinlemek

Radyo dinlemek ister misin? - Do you want to listen to the radio?

Radyo dinlemek hoşuma gidiyor. - I like listening to the radio.

listen
listening post düşman hattına yakın dinleme noktası
listen
dinleme

Konuştum ama hiç kimse beni dinlemedi. - I did speak, but no one listened to me.

Klasik müzik dinlemeyi severim. - I like to listen to classical music.

listen
{f} kulak asmak
listen
listen in başkasının konuşmasını dinlemek
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} listen
to hearken, hear, attend to, heed, mind
المفضلات