to have to do with, to concern

listen to the pronunciation of to have to do with, to concern
الإنجليزية - التركية

تعريف to have to do with, to concern في الإنجليزية التركية القاموس.

regard
{f} saymak
regard
itibar etmek
regard
{f} takdir etmek
regard
olarak görmek

Herkes onu dürüst olarak görmektedir. - Everybody regards him as honest.

regard
{f} ait olmak
regard
{f} önem vermek
regard
{f} saygı duymak
regard
umursamak
regard
saygı

Erkek kardeşim sana saygılarını yolluyor. - My brother sends you his regards.

Lütfen ebeveynlerinize saygılarımı iletin. - Please give my regards to your parents.

regard
kulak asmak
regard
aldırış
regard
iyi dilekler

Babana en iyi dileklerimle. - Best regards to your father.

Lütfen Tom'a en iyi dileklerimi iletin. - Please give my best regards to Tom.

have to do
yapmak zorunda
to have to
zorunda olmak
regard
(fiil) bakmak, göz önüne almak, dikkate almak, hesaba katmak, saymak, saygı duymak, takdir etmek, çok beğenmek, önem vermek, ait olmak, ilgili olmak
regard
{i} takdir
regard
(Avrupa Birliği) nazar, itibar;saygı
regard
{f} dikkate almak
regard
{f} bakmak
regard
{i} nazar
regard
{i} dikkat

Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti. - Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.

O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu. - He was fighting regardless of his wound.

الإنجليزية - الإنجليزية
regard

I'd like to talk to you regarding your last email.

to have to do with, to concern
المفضلات