to have religious faith; to believe in a greater truth

listen to the pronunciation of to have religious faith; to believe in a greater truth
الإنجليزية - التركية

تعريف to have religious faith; to believe in a greater truth في الإنجليزية التركية القاموس.

believe
{f} inanmak

Ona inanmakla aptallık ettin. - It was stupid of you to believe in him.

Yapmanız gereken bütün şey bana inanmaktır. - All you have to do is believe me.

believe
{f} inancı olmak
believe
inanç duymak
believe
itimat etmek Believe me! Sözüme inan believableinanılır believeriman eden kimse
believe
sanmak
believe
varsaymak
believe
zannetmek
believe
inan

Katolik kilisesine inanmayan insanlar bile Papa'ya sembolik bir lider olarak saygı duyuyorlar. - Even people who don't believe in the Catholic church venerate the Pope as a symbolic leader.

Çocukluğumda Noel Baba'ya inandım. - In my childhood, I believed in Santa Claus.

believe
{f} güvenmek
believe
kani olmak
believe
kanmak
believe
"in" ile güvenmek
believe
inanma

Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız. - There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them.

O, Ben'in sözlerine inanmadı. - He didn't believe Ben's words.

believe
{f} iman etmek, güçlü bir inanç duymak
الإنجليزية - الإنجليزية
believe
to have religious faith; to believe in a greater truth
المفضلات